İşveren sadakati çağımızın en büyük sorunlarının başında gelmektedir. Memnun olmayan çalışanlar, verimli yapılmayan işler, çekmecelerde her an verilmeyi beklenen istifa mektupları ve cv ler iş hayatının genel resmini çekmektedir. Şirketlerde, bu olup bitenlerin farkında olarak son yıllarda çalışanlarına yönelik ödül trafiği her geçen gün artmaktadır. Aylık yapılan ödüllü kampanyalı çalışmalar, hedef gerçekleştirmelere göre verilen ödüller ve hediyeler personel motivasyonunu artırma yolunda öncelikli çalışmalar içinde yer almaktadır. Bu çalışmalar özellikle motivasyonun artması ve diğer çalışanlar arasında rekabet duygusunun pekiştirilmesi adına da büyük önem arz etmektedir.

Ünlü Psikiyatrist İvan Pavlov fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarını derinden etkilemiş ve her iki bilim dalının kurucularından sayılmaktadır. Pavlov laboratuvarda mide üzerine bir çalışma yaparken bir şeyi farketmiştir. Köpek daha et verilmeden önce ayak seslerini duyduğunda salya akıtmaya başlamıştır. Bu olaydan sonra Pavlov çalışmalarını bu yöne doğru geliştirmiştir. Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı klasik koşullanma deneyleri ünlüdür. Köpeğe ilk olarak birkaç kez zil çalınır. Fakat köpek tepki vermez. Sonradan et verilir. Köpeğin salyaları akar. Sonra et ile birlikte zil çalınır. Daha sonra et verilmediği halde zil çalındığında köpeğin ağzının suyunun aktığı görülür. Şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. Pavlov’un yaptığı öğrenme konulu deneylerin sonuçlarında görüldüğü gibi şirketler çalışanlarına doğru bir davranışta bulunduklarında çalışanlarını ödüllendirerek pekiştirmeye çalışmaktadırlar. Çalışan da benzer bir durumun olacağını varsayarak daha azimli bir şekilde çalışma yapar. Motivasyonu artırmak için yapılan bu ödüllendirme sistemi kurum çalışanları açısından yeterli görülmemektedir.

Maritz Motivation Solutions tarafından yapılan araştırmada çalışanların %54,7’sinden fazlası motivasyonu arttırmak için yapılan ödül ve hediye çalışmalarının yetersiz olduğunu düşünmektedir. Araştırmanın dikkat çeken bir değer rakamı, çalışanların %80,4’ü tam anlamıyla memnun çalışmamaktadır. Bir diğer ilginç istatistik ise çalışanların %71,4’ü mevcut çalıştığı kurumdan ayrılmak istemektedir. Şirket içinde personelleri kategorize ettiğimiz zaman ortaya çok ilginç rakamlar ortaya çıkmaktadır. Fedakar olarak tanımlanan çalışanlar %17’ini oluşturmaktadır. Bu personeller kurum içinde farklılık yaratmaktadır. Öncüler olarak tanımlanan %26’lık dilimde yer alan personeller kurum içinde yeniliğin adı olarak adlandırılmaktadır. En fazla orana sahip olan dengeleyici gruptakiler %33’lük bir dilime sahip olup değişime pek yanaşmayan gruptadır. %24’lük dilimde yer alan iş yapanlar kategorisi ise önemli bir çoğunluğa sahiptir. 1000 çalışan üzerinde yapılan bu çalışma şirketlerin organizasyon yapılarının belirlenmesi açısından çok faydalı olacaktır. Bu konuda raporun tamamına ulaşabilmek için ise http://www.maritz.com/employee-values-study adresini ziyaret edebilirsiniz. Çalışanlarından yeterince verim almak isteyen ve kendine bağlı çalışanlar yaratarak mutlu bireylerle bir arada olmayı hedefleyen kurumlar motivasyon konusuna gereken önemi göstermeli ve ödüllendirmenin ötesine geçerek memnuniyeti artırmaya çalışmalıdırlar. Bir de şunu unutmamak gerekir ki, herkes aynı şekilde motive olmaz. Evet hepimizin bir şekilde motivasyona ihtiyacı vardır, ancak kimi para ile mutlu olurken kimi sırtına yönetici tarafından arkadaşça bir dokunuşla çok büyük işler çıkarabilir.